İstanbul’da 21 yaşındaki Aleyna Işık Gökçe’ye kaldırımda yürürken çarparak ağır yaralayan şoför, diğer bir bayana da çarparak vefatına neden olmuş.
Aleyna Parıltı Gökçe, 8 Kasım günü meskenine dönmek için yürüdüğü sırada Beylikdüzü istikametinde süratle ilerleyen şoför Sezer H’nin arabasıyla çarpması sonucu araba ile duvar ortasında sıkışarak ağır yaralandı.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan genç kız, hala ağır bakımda hayat gayreti verirken; olay sonrası özgür bırakılan şoför Sezer H. ise savcılığın karara itirazda bulunması sonrasında yine yakalanarak tutuklandı.
2008 YILINDA BİR ÖTEKİ KAZA DAHA YAPMIŞ
Gökçe’nin komada olmasına neden olan şoför Sezer H.’nin 24 yaşındayken, 10 Mart 2008 tarihinde Avcılar’da 66 yaşındaki Satı Yılmaz’a çarparak vefatına neden olduğu ortaya çıktı.
Karanfil Sokak’ta gerçekleşen kazada, şoför Sezer H. o devir çalıştığı şirket için mal dağıtımı yapıyordu. Aracın kasasındaki malları müşteriye verip kamyonetin kasasını kapattıktan sonra aracını hareket ettiren Sezer H. karşı istikametten gelen bir araç gördü.
Yolun her iki tarafında araçların park edilmiş olması nedeniyle karşı taraftan gelen aracın geçmesi için kamyonetiyle geri geri giden Sezer H, o sırada karşıdan karşıya geçmekte olan Satı Yılmaz’a çarptı. Sağ tekerin altında kalan Yılmaz, hayatını kaybetti.
KUSURLU BULUNDU
Aynı gün tutuklanan şoför Sezer H. hakkında “Taksirle mevte neden olma” hatasından 2 yıldan 6 yıla kadar mahpus istemiyle Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.
Sürücü Sezer H. “Kamyonetiyle geri geri giderken aynayı denetim ettiğinde kimseyi görmediğini ve daha sonra bir şeyin üzerinden geçtiğini hissettiğini, olayın bu halde meydana geldiğini” söyledi.
Bilirkişi raporunda, dikkatsiz ve özensiz seyri ve aracın ardını gereğince denetim etmemesi nedeniyle şoför kusurlu bulundu. Lakin ölenin de karşıdan karşıya geçerken kurallara uymadığı, şoför geri giderken sinyal sesi verdiğinin anlaşılması, iki tarafta park etmiş araçların bulunması karşısında şoför Sezer H’nin tali kusurlu olduğu kaydedildi. Sezer H. 43 gün tutuklu kaldı
ALT HUDUTTAN CEZA VERİLDİ
21 Nisan 2008’de tahliyesine karar verilen şoför Sezer H. hakkında mahkeme, 29 Temmuz 2008’de alt huduttan ceza verdi. Sezer H. âlâ hal indirimiyle 1 yıl 8 ay mahpus cezasına çarptıran mahkeme, kişiliğini, toplumsal durumunu ve yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı dikkate alarak cezayı 12 bin 100 TL isimli para cezasına çevirdi. Mahkeme, mağdurun yakınlarının uğradığı ziyanı gidermediği gerekçesiyle Sezer H. hakkında kararın açıklanmasını geri bırakmadı ve şoför evrakının 1 yıl mühletle geri alınmasına hükmetti. Bu karar, Yargıtay’da 2013 yılında onanarak mutlaklaşmış oldu.
HASTANE ÖNÜNDE UMUT DOLU BEKLEYİŞ
Öte yandan beyin kanaması, akciğer kanaması olan ve kafatasında, omuriliğinde, kalçasında, kol ve bacaklarında da kırıklar bulunan Aleyna Parıltı Gökçe için umut verici haber şimdi gelmedi. Hastane önünde Aleyna’dan gelecek yeterli haberi bekleyen baba Recep Gökçe, “Bu şahıs makas atarak giderken önü kapandığı vakit kendi aracına ziyan gelmesin diye aracı sağ tarafa alıyor. Oraya araç girme yasağı var. O vatandaş frene bassa durabilir. Bu cinayet, kaza değil. Bu türlü bir kaza olmaz. Bir genç kızın bir sürü hayalleri var, benim kızımın hayalleri vardı. Yavrum benim imtihanlara girdi, hostes oldu. Uçacaktı. Uçamadı, gitti. Tabipler müdahale ediyorlar. Bugün 8’inci gün. Neler çektiğimizi biz biliyoruz. Umutlarımızı hala yitirmiş değiliz. Bu şahıs daha evvel de öteki birine çarpmış ölmüş. Kısa bir devir yatıp çıkmış” dedi.
“500 YIL VERSELER KIZIMI GERİ GETİREMEZ”
Kızına çarpan şoförün kabahat belgesinin kabarık olduğunu söyleyen Gökçe, “Bunda gasp var, uyuşturucu var, hırsızlık var. Evrakı kabarık. Bize bunları söylüyorlar. Bu bir hata makinesi. Bu adam ehliyetsiz geziyordu. Kaza olur, herkes yapabilir. Benim içim yanıyor. Beyinde minik bir ışık var, o da bizi çok yaralıyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. O tutuklanmış, şöyle olmuş, bu türlü olmuş. Müebbet, ona 500 yıl verseler benim kızımı geri getiremez. Nasıl getirecek, hayattan kopardı” diye konuştu.
“HER AN HER ŞEY İÇİN HAZIRLIK OLUN DEDİLER”
Aleyna Parıltı Gökçe’nin ağabeyi Hakan Gökçe de, “Aleyna’nın durumunda bir gelişme yok. Biz kapının önünden bir an olsun ayrılmıyoruz, hoş bir haber bekliyoruz. Hekim yaşadığı travmanın büyük ve önemli olduğunu söylüyor. Ellerinden geleni yapıyorlar lakin her an her şey için hazırlık olun da diyorlar. Allah’tan ümidi kesmeyip, hoş haber bekliyoruz. Benim içeride yatan canım” dedi.
“İÇİMİZE SU SERPİLMİYOR”
Sürücünün tutuklanmasıyla ilgili ise ağabey Gökçe, “Hiçbir biçimde su serpilmiyor. Bizim canımızı bu kadar geç olması acıttı. Bizim hedefimiz karşı tarafın diğerlerine da ziyan vermemesi. Geçmişte yaptığı bir kazadan ötürü bir oburunun canına mal etmiş. Benim de kız kardeşim de şu an ipin ucunda. 35 yaşında, 2 kişinin de hayatıyla oynamış. Caydırıcı cezalar yok galiba, anlamıyorum. Bir insanın hayatı bu kadar kolay olmamalı. Kaza olabilir lakin bu kazalık bir durum değil. Alkollü otomobil kullanmak, ehliyetsiz otomobil kullanmak… Belirli bir sürat hududu var, o hududun üstüne çıkıyor. Trafiğe kapalı alana girip bir beşere çarpıyor” dedi.
“BU KAZA DEĞİL, CİNAYETE TEŞEBBÜS”
Hakan Gökçe, “Benim bütün varlığım kız kardeşim. O doğduğunda ben 8 yaşındaydım. Elimde büyüdü. Hayatla doluydu. Beşere memnunluk veren bir kızdı. Ben yalnızca kız kardeşim için demiyorum fakat adalet istiyoruz. Evvel Aleyna için adalet istiyoruz. Cezalar caydırıcı olsun ki beşerler bir daha yapmaya korksun. Bu kazayı yapabilmek ismine elinden gelen her şeyi yapmış. Bugün Aleyna oldu, yarın bir diğeri olacak. Bundan yıllar evvel ölen kişi Satı Yılmaz’dı. Bu kaza değil, bu cinayete teşebbüs” sözlerini kullandı.
