Enerji uzmanı İsmet Turan, güç kesimindeki son gelişmeleri NTV’ye yorumladı.
Turan şöyle konuştu:
İhtiyaçlar sonsuz ve kaynaklar dünyaya eşit yayılmamıştır. Bu durum, ülkeler ortası çatışmalara da neden olmaktadır.
Kaynakların kıt olması durumu başlı başına bir sorun iken, bunun yanı sıra bir öteki sorun da, bu kaynakların muhakkak coğrafyalarda kümelenmiş olması. En tanınan örnek olan PETROL’ün yanı sıra son yıllarda daha pak bir kaynak olması hasebiyle doğal gaz da kıymetli bir başka örnektir. Lakin, doğal gazın da, değerli bir kısmının birkaç ülkede bulunması, stratejik ve hatta askeri taraftan değer arz etmektedir. Bu ehemmiyet, Ukrayna-Rusya çatışması ile bir defa daha kendini göstermiştir.
Artan maliyetler, azalan gelirler, bilhassa kalkınmaya çalışan ülkelerde sorun oluyor.
Enerji kaynaklarının tedariki hayatımıza direkt dokunan çok kıymetli bir durumdur.
Artık, ülkelerin sorumlu karar alıcıları , iç kaynaklara yönelimin bir tercihten öte, mecburilik olduğunu kabul eder noktadalar.
Gerek kalkınmış -zengin ülkeler, gerekse kalkınmaya çalışan ülkeler için sürdürülebilirlik öncelikli başlık pozisyonuna geldi. Sanayi ihtilalinden bu yana değişimin suratı o denli bir noktaya geldi ki, 2020 yılı prestijiyle, artık, değişim değil, dönüşüm kavramını konuşmaya başladık. Zira, bir efsane yok olmak üzere: içten yanmalı motorların elektrikli araçlar geliyor. Zira, dünyada, Elektrik Çağı başladı.
Gelinen nokta alternatif ve pak güç kaynaklarını öne çıkarıyor. Burada da, en sağlam gelecek, hidrojen olarak karşımızda duruyor.
Güneş ve rüzgar gücüne karşı duran petrol -kömür (maden) lobisinin en güçlü argümanı depolama meselesidir.
Hidrojenin, toplu ulaşım başta olmak üzere, kent hayatında nasıl kolay, ucuz ve pak bir biçimde kullanılabileceğini sıkça anlatılır oldu. Hidrojen; kendi iç kaynağımızdır; eksiksiz güç depolma sağlamaktadır;
sıfır atık oluşmaktadır. Dahası, güneş ve rüzgar’dan ürettiğimizde, YEŞİL HİDROJEN olarak isimlendirilen cinsiyle, en çevreci kaynaktır. Bu yüzden en muteber gelecek yeşil hidrojendir.
