Weel, yaptığı açıklamada, Ukrayna-Rusya savaşı başladığından bu yana siber hücumların savaştaki rolü ve değerinin tartışıldığını söyledi.
Ukrayna-Rusya savaşında kullanılan bomba, uçak ve tank üzere araçların “geleneksel savaş” kategorisine girdiğini belirten Weel, birebir vakitte savaşın çağdaş teknoloji ile de yürütüldüğünü aktardı.
Weel, Türkiye’nin insansız hava araçlarının Ukrayna-Rusya savaşında büyük rol oynadığına değinerek, “(Ukrayna’daki Türk İHA’ları) Çağdaş savaşlarda yapılabilecek yeniliğin nitekim âlâ örneği olduklarını düşünüyorum.” dedi.
Genel Sekreter Yardımcısı Weel, şöyle konuştu.
“İnsansız hava araçlarının son teknoloji savaş uçağı ile karşılaştırırsanız büyük bir tutarsızlık ortaya çıkacaktır. İHA çok daha ucuzdur ve daha az yeteneğe sahiptir. Lakin savaşın neresinde olduğunuza bağlı olarak büyük bir somut örnek sağlar.”
YENİLİKLER ARTIK ŞİRKETLERDEN GELİYOR
Birkaç yıl öncesine kadar büyük icatların ordudan çıktığını söyleyen Weel, artık bu durumun tam bilakis döndüğünü söz etti.
Weel, pozisyon belirlenmesinde yardımcı olan GPS ve günümüzde herkesin kullandığı internetin askeri maksatlar için geliştirildiğini lakin daha sonradan ticari ve sivil kullanıma açıldığını aktardı.
Genel Sekreter Yardımcısı Weel, “Gerçek yenilik sivil şirketlerden, start-up şirketleri ve akademiden çıkıyor. Şayet orduda şanslıysak teknolojiye geç adapte oluruz. Şayet şanssızsak, hiçbir şeyi benimseyemiyoruz.” diye konuştu.
Ukrayna’nın, beklenenlere dair çok âlâ bir örnek olduğunu söyleyen Weel, Ukrayna-Rusya savaşında yapay zeka kullanıma ait örnekler paylaştı.
Weel, “Yapay zekanın oynadığı rolü görüyoruz. Mesela Ukraynalıların alanda olup bitenleri daha yeterli anlamalarına yardımcı olmak için Rus askerlerinin ele geçirilen tüm telefon görüşmelerini otomatik olarak çevirmekte ve böylelikle makul tabirleri yahut kalıpları süratli bir halde tarayabilmekte.” sözünü kullandı.
Weel, Ukrayna halkının savaş sırasında sokaklarda ve köylerde görülen Rus askerlerinin yerlerinin bildirildiği uygulamalar ile ticari uydu imajlarının kullanıldığını söyledi.
Birkaç yıl öncesine kadar yalnızca uyduların hükümetlere ilişkin olduğunu fakat artık yüksek çözünürlüklü imgeye erişilebilecek kadar teşebbüslerin bulunduğunu söyleyen Weel, bu teknolojilerin savaştaki değerine dikkati çekti.
SAVAŞIN GELECEĞİNDE YAPAY ZEKA VAR
Weel, gelişen teknolojilerin yavaş yavaş devreye gireceğini ve savaşın geleceğinde rol oynayacağını aktardı.
Teknolojinin pahalara ve normlara uygun olarak geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Weel, şunları kaydetti:
“NATO ile yapmaya çalıştığımız şey de bu. Devletlerin, yeni teknolojilerin sorumlu kullanımının ne olduğunu tartışabilecekleri bir platform sağlamak. Bu nedenle, yapay zeka ile savunma-güvenliğin kullanımı için bir yapay zeka stratejisi tasarladık; burada tüm müttefikler, yapay zekayı bir savaş bölgesinde kullanabilmemiz için evvel uyması gereken kurallar olduğu konusunda hemfikir. Birebirini otonom sistemler ve robotlar için de yaptık.”
Weel, şu anda teknolojiye dayalı olarak neyin mümkün olduğuna dair birtakım katı sınırlamalar getirildiğine dikkati çekerek, insanları savunurken bedellere bağlı kalmanın değerini vurguladı.
Ülkelerin teknolojileri nasıl kullandığının yakından takip edildiğini aktaran Weel, teknolojinin sorumlu bir biçimde kullanılmasının kıymetine değindi.
