İstanbul’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 63 sanığın yargılandığı davada orta karar açıklandı.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya kimi tutuklu sanıklar Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuklu sanıklardan, olay tarihinde arama-el koyma, teknik takip, gözaltı, tutuklama, iddianame düzenlenmesi üzere türel durumu etkileyen evraklarda imzasının bulunduğu tez edilen Abdulkadir Bayat’ın savunması alındı.
Bayat, “Amirallere Suikast” soruşturmasında Kocaeli’de bir konutta yapılan aramada flash disk ele geçirilip incelendiğini belirterek, “Büro amiri bu bilgi ve dokümanlara dayanarak ofise yazı yazdırdı. Bu yazıyı ben yazdığım için ben yargılanıyorum. Bu yazıyı yazdıran amirlerim yargılanmıyor yalnızca ben yargılanıyorum.” ifadalerini kullandı.
Poyrazköy’de yapılan aramada yalnızca yazıcı olarak bulunduğu öne süren Bayat, “Yapılan tüm süreçler polis ve jandarmada bulunan teknik aygıtlarla kayıt altına alınmıştır’ diye tutanağa da yazılmıştır. 38 kişi bu tutanağı imzalamıştır. Amirim Kazım Aksoy’un beni görevlendirmesiyle gittim. Amirlerimin söylediklerini sözü sözüne tutanağa yazdım. Yalnızca bana söylenenleri yazan bir polis memuruyum. Soruşturmayı etkileyecek bir pozisyonum yoktu.” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, 18 sanık hakkındaki yakalama kararının devamına, sanıklar Mehmet Koçak ve Volkan Düzgün hakkında savunmalarının alınması gayesiyle yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.
Müştekilerin katılma taleplerinin sanık savunmaları alındıktan sonra kıymetlendirilmesine de karar veren heyet, Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak sanıkların süreksiz misyonları de dahil hangi ünitelerde, hangi rütbeyle, hangi tarihlerde misyon yaptıklarının sorulmasına hükmetti.
Heyet, Kuzey Deniz Saha Komutanlığına yazı yazılarak Poyrazköy’de yapılan aramalara ait ellerindeki imaj kaydı ile müştekiler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’a ait olay tarihinde Kocaeli Değirmendere’de yapılan arama kayıtlarının istenilmesini de kararlaştırdı.
Duruşma, 24 Nisan ile 5 Mayıs ortasında Marmara Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonlarda yapılmak üzere ertelendi.
İDDİANAMEDEN
Poyrazköy davasının asker sanıklarının da ortalarında bulunduğu 87 kişinin “müşteki”, Genelkurmay Başkanlığının ise “suç duyurusunda bulunan” olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ ile ilgili birçok davada örgüt üyeleri yahut yöneticileri oldukları gerekçesiyle yargılanan ve birtakım belgelerde karar giyen eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazım Aksoy, Memnun Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Yurt Atayün’ün yanı sıra eski Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un tutuklandıktan sonra Silivri’ye götürüldüğü araçtaki imgesiyle gündeme gelen Gafur Ataç’ın da ortalarında bulunduğu 68 kişi sanık olarak bulunuyor.
Poyrazköy soruşturmalarına destek teşkil eden isimsiz ihbarların, FETÖ/PDY içinde “Bilgi Süreç Mesulü (BİM)” olarak yer alan sivil şahıslar ya da direkt soruşturma sürecine katılan yahut istihbari çalışmalarda vazifeli kolluk görevlilerince yapıldığı vurgulanan iddianamede, bu nedenle tüm araştırmalara karşın kelam konusu ihbarları yaptıkları öne sürülen kişi ya da bireylerin tespit edilemediği kaydediliyor.
İddianamede, kelam konusu soruşturmada ikamet aramalarına katılan, eksper raporu ve tespit tutanakları düzenleyen işçinin birçoklarının ByLock programını kullanmış olmaları, bu bireylerin yeniden FETÖ/PDY’ye ait farklı soruşturmalarda kuşkulu olarak süreç görmeleri üzere konular dikkate alındığında, soruşturma ve kovuşturma makamında misyon alan bireylerin örgüt ismine hareket ettikleri kanaatine ulaşıldığı belirtiliyor.
Sanıkların hukuka ters başlatılan ve ardışık devam eden, “Poyrazköy” olarak bilinen soruşturmalarda aktif misyon aldıkları bildirilen iddianamede, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası çıkarılan KHK’ler kapsamında kamu misyonundan ihraç edilen sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde bulunarak üstlerinden aldıkları buyruk ve talimatlar doğrultusunda tahkikat süreçlerine ve öncesindeki hazırlık etaplarına katıldıkları anlatılıyor.
Sanıklardan eski emniyet müdürleri Nazmi Ardıç, Yurt Atayün, Ömer Köse, Kazım Aksoy ve Memnun Ekizoğlu’nun hukuka alışılmamış başlatılan ve ardışık devam eden “Ergenekon” isimli soruşturmalar kapsamında “Poyrazköy”, “Kafes Aksiyon Planı” ve “Amirallere Suikast” olarak bilinen soruşturmalarda aktif formda vazife aldıkları söz ediliyor.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, 68 sanık hakkında zincirleme olarak “kamu vazifelisi yetkisiyle haberleşmenin kapalılığını ihlal, kamu vazifelisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama, kanıt uydurarak iftira ve kamu görevlisinin resmi dokümanda sahteciliği” üzere kabahatlerden ceza talebinde bulunuluyor.
Eski emniyet müdürü Ömer Köse’nin 11 kere zincirleme halinde “kamu vazifelisi yetkisiyle haberleşmenin kapalılığını ihlal” hatasından 22 yıldan 66 yıla, 37 defa “kamu vazifelisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama” hatasından 222 yıldan 777 yıla, 86 defa “delil uydurarak iftira” cürmünden 129 yıldan 516 yıla ve zincirleme halde “kamu görevlisinin resmi dokümanda sahteciliği” kabahatinden da 6 yıldan 16 yıla kadar olmak üzere 379 yıldan 1375 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması iddianamede talep ediliyor.
Benzer hatalardan eski emniyet müdürleri Kazım Aksoy’un 280 yıl 6 aydan 1012 yıla, Yurt Atayün’ün 223 yıl 6 aydan 1189 yıla ve Oğuzhan Ceylan’ın da 314 yıl 6 aydan 1155 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenen iddianamede, sanıklardan Abdulkadir Bayat’a 181 yıl 6 aydan 664 yıla, Ahmet Davulcu’ya 126 yıldan 433 yıla, Ahmet Uğurlu’ya 153 yıldan 580 yıla, Bekir Peker’e 195 yıldan 739 yıla ve İsa Akyüz’e de 195 yıldan 739 yıla kadar mahpus cezası verilmesi öngörülüyor.
İddianamede, sanıklar Ali Ayan, Hüseyin Işıldak, Mehmet Özdemir, Mustafa Tezcan Alaç ve Salih Yılmazoğlu’nun “silahlı terör örgütü üyeliği” cürmünden, Ufuk Yıldırım’ın ise “kamu vazifelisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama” hatasından 6 yıldan 21 yıla, 2 sefer “delil uydurarak iftira” cürmünden 3 yıldan 12 yıla ve zincirleme formda “kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği” hatasından da 6 yıldan 16 yıla kadar olmak üzere 15 yıldan 49 yıla kadar mahpusla cezalandırılması talebinde bulunuluyor.
Mahkeme heyeti 27 Ekim 2022’deki duruşmada, sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yücel Bilgiç, Polat Kongur, Tolga Güzeltaş ve Erol Demirhan’ın evrakının ayrılmasına hükmetmişti.
