Deprem bölgesinde vakit, arama kurtarma çalışmaları kadar öbür sıhhat problemleri için de çok değer arz ediyor. ‘Bataklık ateşi’ olarak bilinen weil hastalığına karşı ikazda bulunuldu.
AÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cet Nevzat Yalçın, 11 vilayette yıkıma neden olan zelzeleler sonrası insanların çadır, konteyner üzere hayat alanlarında birebir ortamda kalabalık olarak kaldığına dikkati çekti.
Doğal afetler sonrası gelişen enfeksiyonların önemli halk sıhhati sorunu oluşturabileceğine değinen Prof. Dr. Yalçın, salgın riskine karşı ihtarda bulundu.
Solunum yolu enfeksiyonuna karşı önlemli olunması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Yalçın, “En sık görülen, teneffüs yolu enfeksiyonları. Mevsim prestijiyle başta grip olmak üzere Covid-19 sorun yaratabilir. Zatürre hadiseleri görülebilir.” dedi.
Uzun mühlet bir ortada kapalı alanda kalmanın getirdiği rahatsızlıklar olabileceğine dikkat çeken Yalçın, “Başka bir sorun de uzun mühlet bir ortada kalmak, tüberküloz riski taşıyor. Birebir yeri paylaşan bireyler ortasında verem hastalığı varsa bulaşma ihtimali yüksek. Teneffüs yolu enfeksiyonlarından korunmada maske kullanımı çok değerli. Ferdî hijyen ve el hijyenine dikkat edilmesi gerekir.” diye konuştu.
“TİFO, KOLERA, DİZANTERİ ÜZERE RİSKLER OLABİLİR”
İnsanların bir ortada yaşadığı alanlarda hijyene değer verilmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, şunları söyledi:
“El yıkamaya dikkat etmek gerekir. Yemek öncesi sonrası tuvalet muhtaçlığının karşılanması sürecinde el hijyeni çok değerli. İkinci küme hastalık daha çok şartların yetersiz olduğu bölgede, tuvalet gereksiniminin karşılandığı yerlerin yetersizliği üzere durumlardan ötürü hijyene dayalı hastalıklar oluşabilir. Mide bağırsak sisteminde gelişebilecek hastalıklara dikkat edilmeli. Bölgede tifo, kolera, dizanteri üzere riskler olabilir. Virüslerin oluşturduğu ishal hadiseleri görülebilir.”
HİJYENE DİKKAT!
Prof. Dr. Yalçın, yara yeri enfeksiyonları, gazlı kangren, tetanoz üzere enfeksiyonların sıklığının artabileceği, hastaneye yatan hadiselerde dirençli bakteriler ile oluşan hastane enfeksiyonlarının görülebileceğinden bahsetti.
İnançlı besin temininin değerine dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, “Beslenmeye dikkat edilmeli. Açık havada koruma edilip, pişirilen besinlerin bozulup bozulmadığını denetim etmek gerekir. Konserve ve hazır besin eserlerinin son kullanma tarihinin geçmemesine ehemmiyet gösterilmeli.” dedi.
“Solunum yolu, mide bağırsak sistemi rahatsızlıklarından korunmak için hijyen ve ferdî korunma çok değerli.” değerlendirmesini yapan Yalçın, “Açıkta tutulan yiyeceklerden ötürü alana gelebilecek eklem bacaklı, küçük hayvanların yahut yabanî hayvanların oluşturabileceği hastalıklara dikkat edilmeli. Kuşkulu ısırıklarda kuduza karşı dikkat edilmeli.” dedi.
HEPATİT A VE WEİL HASTALIĞI UYARISI
Prof. Dr. Yalçın, bir ortada yaşayanlar ortasında kızamık, kızamıkçık, su çiçeği, kabakulak, bulaşıcı hastalıkların yayılmasının süratli gelişeceğini söyledi.
Temiz olmayan su kaynakları ve bu sularla yıkanmış besinlerin Hepatit A virüsünün yayılması için büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, ‘bataklık ateşi’ olarak bilinen weil hastalığına karşı ikazda bulundu.
Paket su tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, “Vahşi hayvanlardan, fare üzere kemirici hayvanlardan Weil hastalığı görülebilir. Hastalık karaciğer, böbrek yetmezliğine neden olabilir. Beşerler dış ortamda bulunduğu için, dış ortamda yaşayan yabanî hayvanların olumsuzluklarından etkilenebilir. Antibiyotikle tedavi edilebiliyor. Bilhassa yağmur suyu ve su birikintilerine dikkat edilmeli ve paket su tüketilmeli.” diye konuştu.
WEİL HASTALIĞI NEDİR?
Weil hastalığı, domuz çobanı hastalığı, pirinç tarlası hastalığı, bataklık ateşi olarak da bilinen, leptospira cinsi bakterilerin oluşturduğu bir hastalık.
Leptospiroz en çok yaz sonu, ilkbahar başında görülür. Leptospiroz, leptospira çeşidi bakterilerin neden olduğu Weil hastalığı, 5-10 gün içerisinde sarılık, böbrek yetmezliği, hemoraji, hipotansiyon ve komaya kadar giden bulgulara neden olmaktadır. En sık bulaşma yolu, mikrobun bulaşmış olduğu sularla temas sonucu derideki yaralardan, ağız, burun ve göz mukozalarından mikrobun alınmasıdır. Hastalık enfekte olmuş hayvanın idrarıyla kirlenmiş su yahut toprağa temas edilmesiyle bulaşabilmektedir. Hasta hayvanın idrarının bulaştığı yerde bakteri haftalarca, aylarca canlı kalabilir. Yabani ve evcil hayvanlar bu bakteriyi taşıyabilmektedir. Bu hayvanlar ortasında sığırlar, atlar, köpekler, kemirgenler ve yabani hayvanlar yer almaktadır.
