İstanbul’un Kadıköy ilçesinde hemşire Şebnem Köker’in (29) geçen sene haziran ayında bir pansiyonun üçüncü katından düşerek ölmesiyle ilgili görülen davada sanık Timuçin Bayhan beraat etti.
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Timuçin Bayhan katıldı. Duruşmada Şebnem Köker’in babası Abdullah Köker ile taraf avukatları da hazır bulundu.
“BU OLAYIN BAŞINDAN BERİ CİNAYET OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Duruşmada kelam verilen Şebnem Köker’in babası Abdullah Köker, şöyle konuştu:
”Bu olayın başından beri cinayet olduğunu düşünüyorum. Odada iki bireyler, biri ölmüş, sanık kalmış lakin sağ kalan şahıs on dakika bile nezarete alınmamış. Empati yapıyorum. Kendimi olay yerinde düşünüyorum. Bir türlü işin içinden çıkamıyorum. Ben mühendislik okudum, bu işlerden az çok anlarım.
Maktulün oraya kendi kendine düşmesi mümkün değil. Adliyede size güveniyorum. Bu olayı siz çözeceksiniz. Adaleti sağlayacağınıza inancım tam ancak fizikçi eksperden rapor alınmadığı sürece bu mahkemenin kararını kabul etmiyorum.”
“BEN KATİL DEĞİLİM”
Cumhuriyet savcısı temel hakkındaki mütalaasında kesin ve somut bir kanıt olmadığı için sanığın beraatını talep etti.
Sanık Timuçin Bayhan savunmasında, “Ben katil değilim. Ailenin acısını anlıyorum. Şayet bu davada bir adalet ve hukuk gayreti yapan biri varsa o benim. Bırakın darbetmeyi tek bir makûs kelam söylemediğim şahsı öldürmekle yargılandım. Şebnem uygun bir insandı. Bende çok hüzünlüyüm. Ailenin acısını anlıyorum ancak benim de hayatımı karartmalarına müsaade edemem. Şebnem’i ben öldürmedim” dedi.
Sanık savunmasının akabinde baba Abdullah Köker salonunu terk etti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Timuçin Bayhan hakkında ”kasten öldürme” hatasından dava açılmışsa da kesin ve somut kanıt olmadığından beraatına karar verdi.
İDDİANAME
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Şebnem Köker’in 7 Haziran 2021’de Kadıköy’de bir pansiyonun üçüncü katından düşerek hayatını kaybettiği anlatılıyordu.
İddianamede Köker’in vefatından sorumlu tutulan sanık Timuçin Bayhan’ın ise ”kasten öldürme” cürmünden müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılması isteniyordu.
